25 Eylül 2017 Pazartesi

REFERANDUM DEMİŞKEN...

Gece geç vakitler.... evde ekmek kalmamış.. Kahvaltıdan önce ekmeğe gitmek yerine, hem günlük yürüyüşümü yapayım hem de ertesi günün ekmeğini tedarik edeyim diye evden çıktım.
Fırın 10-15 dakika uzakta.. Saat gece 10-11 civarı..
Bir miktar yürüdükten sonra 'acaba açık mı' diye uzaktan fırına baktım. Kapısı kapalı, ışıkları sönük...
"Eyvah bu kadar yolu boşuna mı geldim" diye kendi kendime yakınırken, pencerenin açık olduğunu fark ettim..  'Belki içeride birileri vardır' diye tekrar fırına doğru yöneldim.

Fırına ulaştığımda içeriye şöyle bir göz attım. Herhangi bir hareketlilik yoktu. Gelen yok, giden yok..
Ekmekler ise 4'erli ve 8'erli sayılar halinde paketlenmiş ve pencerenin önüne istif edilmiş.
'Ne yapmalıyım' diye düşünürken bitişikteki telefoncu imdadıma yetişti. Bana "onlar gittiler, ekmeğini al git" anlamında bir şeyler söyledi.
Şaşırdım. İsteyen istediği kadar ekmeği ücretini ödemeden alabilirdi. Sonra ekmeklerin yanına konulmuş  500'lük ve 1000'lik banknotları fark ettim.  Anlaşılan insanlar ekmeği pencereden alıyor, bedelini ise pencerenin önüne bırakıyorlardı. Ben de aynısını yaptım.. Ekmeğimi aldım ve bedelini bıraktım.

Sonraki günlerde de pek çok kez geç vakitlerde aynı fırının önünden geçtim.. Manzara farklı değildi.. Açık pencerenin önünde paketlenmiş ekmekler ve onların yanına bırakılmış banknotlar....
Dahasını söyleyeyim.
Bu bahsettiğim yerde bakkalınız yada mağazanız varsa bir işiniz çıktığında yada bir ihtiyacınızı gidermek için iş yerinizi terk etmek zorunda kaldığınızda kapıyı kapatmıyorsunuz.. İş yerinin girişine bir sandalye, bir tabure, uzunca bir sopa yada bir bez parçası geriyorsunuz.  Bu 'iş yeri sahibi içeride değil' anlamına geliyor. Kimse de fırsattan istifade içeri girip bir şeyler aşırmak yada kasadan para götürmek derdine düşmüyor.
Burası neresi mi?
Irak'ın kuzeyinde, Irak Kürdistan'ında bir şehir.. Süleymaniye...  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder